17 Ocak 2012 Salı

"Zavallı Niagara" (*)




(*) ABD eski başkanlarından Franklin Roosevelt'in eşi Eleanor Roosevelt'in Iguazú'yu gördüğünde ağzından dökülen sözler...






Güney Amerika, Patagonya ve Paskalya Adası seyahatimizin son durağında, üç hafta boyunca dolaşmaya doyamadığımız dağlara, göllere, buzullara ve okyanuslara veda edip, Buenos Aires'de şehir yaşamının tadını çıkaracağız. Ama ondan önce gideceğimiz bir yer daha var. Bir doğa harikası olan Iguazú Şelaleleri... Benzerleri arasında dünyanın en büyüğü, en ihtişamlısı ve en nefes keseni...

Iguazú nehrinin çatal yaptığı noktada çevresindeki kara parçaları birer pasta dilimi gibi duruyor. Anders'le, Arjantin topraklarından karşıda duran diğer iki dilime, Paraguay ve Brezilya topraklarına bakıyoruz. Birbirlerine o kadar yakınlar ki... Coğrafyanın hiç umurunda olmasa da siyasi olarak üç ayrı ülke toprağını aynı anda görmek tuhaf bir duygu.

Puerto Iguazú şehrinde(şehrin adı da Iguazú)küçük keşifler yaparak çevreyi tanımaya çalıştığımız bu nehir kenarı gezimiz sırasında, uzaklarda bir yerlerde gökyüzüne doğru püsküren zerreciklerin oluşturduğu devasa su bulutundan Iguazú Şelaleleri'nin yerini tahmin edebiliyoruz. Ertesi gün orada olacağız. Bu büyüleyici şelaleler, Arjantin ve Brezilya sınırında. Iguazú'yu her iki ülke topraklarından da görmek mümkün.Zaten her iki ülke de bu bölgenin kendi sınırları içinde kalan kısmını milli park ilan etmişler.

Kaldığımız otelin bulmamıza yardımcı olduğu taksi şoförüyle anlaştık. Sabah erkenden bizi almaya gelecek. Önce sınırı geçip Brezilya tarafına gideceğiz, ardından geri dönüp kalan günümüzü Arjantin tarafında geçireceğiz, çünkü bu taraftaki milli park daha güzel ve burada daha fazla aktivite var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder