17 Ocak 2012 Salı

Hayal kırıklığı






Her şey iyi hoş ama ne yazık ki, ertesi sabah yağmurlu bir güne uyanıyoruz. Dünkü havayla hiç ilgisi yok... Suratlar hemen asılıyor, ama gene de ümidi kesmemek gerek. Bu yağmurlar belli olmaz, belki oraya gidene kadar durur. Ama hayır... Umduğumuz olmadı ve yağmur neredeyse bütün gün devam etti; aylardır hayalini kurduğumuz "Iguazú keyfi"nin tadını kaçırdı. Yağmurlu ve gri bir gökyüzü altında bile bu kadar etkileyici olan Iguazú kim bilir mavi bir gökyüzüne ne kadar yakışırdı.

Tıpkı seyahat planları yaparken, bakmaya doyamadığımız resimlerindeki gibi...

Öğleden sonra planladığımız gibi Arjantin tarafındaki milli parka gittik. Sık ormanlık alanda ekolojik trenle yürüyüşe başlayabileceğimiz en yakın noktaya kadar geldik. Ardından nehrin üzerinde uzunve ince köprü-yol boyunca yürüyerek Garganta del Diablo'ya (Şeytan Boğazı), yani şelalenin metrelerce yüksekten ilk döküldüğü noktaya ulaştık. Tam bu noktadaki geniş platform üzerinde dakikalarcakaldık, müthiş bir gürültüyle kendini aşağıya bırakan sudan, korku ve hayranlık karışımı duygularla gözümüzü ayıramadık.

Iguazú nehrine, Garganta del Diablo'dan başlayarak yaklaşık üç kilometre boyunca irili ufaklı 250'den fazla şelale akıyor. Şelalelerin tamamı aynı anda sadece havadan görülebiliyor. Karadan ise, çeşitli izleme noktalarından belli bölümlerini görmek mümkün. Bir de (hava muhalefeti nedeniyle biz yapamasak da) tekne turlarıyla bazı şelalelerin yakınlarına kadar gidiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder