5 Şubat 2010 Cuma

Rüzgârlı Patagonya Steplerinde







Heyecanlıyız. Yol arkadaşım Anders de, ben de ilk kez Patagonya'ya gidiyoruz. Issız, uçsuz bucaksız ve bol rüzgârlı unutulmuş topraklara...


Patagonya, Güney Amerika'nın en güney bölgesine verilen ad. Daha doğrusu, Arjantin ve Şili'nin güneyine "Patagonya" deniyor.Yaklaşık iki milyon dolayında bir nüfusa ve bir milyon kilometrekare alana sahip.Uzun yıllar sanki "olmayan" bir ülkeymiş gibi esprilere konu olsa da Patagonya bir gerçek. Adının ilk kez Macellan tarafından konduğu söyleniyor. Macellan, bölgedeki "büyük ayaklı" yerlileri görünce, İspanyolca "pata" (ayak) kelimesinden yola çıkarak, "pathagon" sözcüğünü türetmiş. Başka rivayetler de var doğal olarak. Rivayet ne olursa olsun, bu uçsuz bucaksız, rüzgârlı ve ıssız ülke, sıradışı tarihi sıradışı doğasıyla birçok insanı etkiliyor.


Madrid'den kalkan Iberia Havayolları'na ait uçağımız, yaklaşık on iki saat sonra Buenos Aires'e iniyor. Bavullarımızı alır almaz, bir taksiye atlayıp iç hat uçuşlarının yapıldığı Jorge Newbery havaalanına gidiyoruz.


Bizi Patagonya'ya götürecek olan havayolu şirketi, gecikmeli uçuşlarıyla ünlü Aerolineas Argentinas. Payımıza altı saat gecikme düştü. Uzun süre beklemek sıkıcıydı ama, atmosferinden pek hoşnut kaldığımız bu havaalanında oyalanmayı başarabildik. Hatta bir ara havaalanının hemen dışındaki parkta bir gezinti bile yaptık. Bekleyişimiz esnasında, kitap standının ön sırasında Orhan Pamuk'un "İstanbul"unu görmekten ayrıca memnun olduk.


Gideceğimiz Trelew'de araba kiralayıp yaklaşık 200 kilometre yol yapacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder