5 Şubat 2010 Cuma

Galler ya da "Kalpler" Prensesi




Ah Diana! Ne vardı bu kadar çabuk bu dünyayı terkedecek?

Ölümünden bir yıl önce Patagonya'da ziyaret ettiğin çayevine biz de gittik. Sırf sen gittin diye... Buraya geldiğini önceden biliyorduk ama, güzel resimlerini görünce duygulandık. Hemen girişte sana bir köşe ayırmışlar; mis kokulu taze çiçeklerin olduğu bir vazo, resimlerin duvarda, oturduğun sandalye mühürlü. Hatta rujunun izi bulunan çay fincanını bile hatıra diye saklıyorlar. Sahibi, gene işinin başında, ama senin ziyaret ettiğin gün çektirdiğiniz resimdeki gibi "takım elbiseli" değil. Kimbilir ziyaret gününde ne heyecan yaşatmışsındır onlara.
Yerimize oturur oturmaz, beklemediğimiz kadar güzel bir "çay masası" hazırladılar. Tatlılar, kekler, tereyağlı ekmekler... Masada ne varsa tek tek tadına bakarken, bir yandan da keyifle çaylarımızı yudumladık Anders'le...
Bu güzel günün ardından, arabamızı kaldığımız otelin önüne bıraktık ve doğruca Trelew'de dolaşmaya çıktık. Daha sonra kiralama şirketinden Nadia ile kararlaştırdığımız saatte, otelde buluştuk. Devir teslim işlemi tamam, ertesi sabah erkenden yola çıkacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder